25 Ağustos 2009 Salı

hepsi senin içinmiş...

öyle sanıyorumki şu ana kadar yaşadığım herşey,edindiğim her deneyim, yaşadığım her acı sana dairmiş,sana daha iyi bir ben olarak çıkabilmek için...

biliyorum bu serüvenimin sonu olmayacak,sen uzaklaşacaksın, başkasını seveceksin, ben ise yarım kalacağım yine, yarım bıraktıklarım her insandan dolayı... sonum olmayacak, acıttıklarımın acılarını kümülatif olarak yaşayacağım.... hep yarım kalmış olarak yaşlanacağım...

Nerdesin Be'Aşk...


Nerdesin Be’Aşk…

Aşkı aradım yıllarca,
Acaba neredeydi?

Çocuk oyunları vardı,
Saklanan şeye yaklaşıldığında
Alkış yapar ses çıkarırdın,
Bulunurdu en gürültülü noktada,
O küçücük oyuncak,
Mantık buysa nerdeydi aşk,
Madem oyuncak değildi de,
Çığlıklarım yedi kat arşa çıktığında…

Kaç defa aşık oldunuz diye okudum dergideki test sorusunda,
Cevaplamak istedim ama olmadı,
Çünkü yorumlar uymuyordu ki ülkemin aşklarına,
Ülkemde aşk demek yalan demekti,
En doğru insanı bulduğunda,
Kırk tane bahane atardın ortaya,
Kırk saniye görmek için o en güzel yaratığı…

Ülkemde mücadele demekti aşk;
Kolay değildi
Dünya yansa umurumda değil havası verirken kendine, korkmak bir kıvılcımdan,
Galibi olmayan savaştı aşk ülkemde;
Ağlamaktan çöle döneceğini bilsen,
Sensiz de varım diyebilmek,
Üstünlük kurmaya çalışmak salakça…

Kaç tane aşk yaşadım bilmiyorum
Belki de işime gelmiyor,
Onu da bilmiyorum,
Bilmiyorumlar bu kadar fazla ise,
Nerden biliyorum bu kadar bilmiyorumun arasında
Biliyorum ki aşkların en güzeline layığım ben,
Diyerekten övünmeyi…

Kaç tekrar yaşadım bu girdapta,
İki-üç-beş-yedi-on sayısız belki
Şiirler yazdırmadı her biri,
Askerlik gibiydi çoğu
Kısa ama, anlamlı kendi içinde,
Kısa ama anlatılan ömür boyu,
Bu an muadil başka bir durum yoktur çünkü;
Bir yandan çocuk gibi anneni özler,
Bir yandan erkek gibi savaşırsın
Şaşırırsın hangi yanını nerede sergileyeceğini,
Yaralanmış düşmana su verir,
Süngüyü saplarsın
bulmaya geldiğine inandığın sevgiline…

İşte onlardan biriydi, belki de birincisiydi kim bilir anlatmak istediğim,
Ama anlatsam da, ne işe yarayacağını bilmediğim…
Belki bir hesaplaşma kendimle,
Belki bir cevap, ne kadar taş kalplisin diyenlere,
Belki de bir çöplük her an
Patlamaya ve en yakındaki beni yok etmeye hazır…
Ne fena bir kelimeymiş be şu çöplük..
Yaşadıklarımı anlatsam ömrüm yetmez derken,
Tek kelimeye sığdırması her şeyi,
Aynada Karakaçan’ın kulaklarını görmek gibi…


Peki ya ben nereden bulurum bu aşkı diye çırpınırken,
O geldi geçtiyse yanımdan bana tozunu yutturarak…
Diyebilir miyim huzura çıktığımda
Kusura bakmayın ağalar;
Dünyanın tozunu attım ama bulamadım aşkı…

İşte yine aynı şey oldu,
Aslında olan tek şey buydu;
Anlatabilseydim, hem kendime hem ona
Baştan sona bir aşk masalının kahramanlarının
İkimiz olduğunu,
Bu masalda yok olmak için
Dokuz başlı canavara gerek olmadığını
Sadece iki baştan çıkan alevlerin,
Bizi yok etmeye yetebileceğini…
O zaman gerek kalmazdı öğrenmeme, iki başın bile fazla geldiğini,
birimizin yettiğini, ikimize…

Bırak yaşarken kaybetmeyi
ilk defa yaşıyorum şiir yazarken bile yitirmeyi,
Anlatmak istiyorum diye başlayan ilk cümlenin,
SON yazısından daha kısa olduğunu…

Cem ARSLAN
Şubat-2006

Hoş Geldin Cansu...

biliyorum boşa kürek çekiyorum ama buna rağmen sana dair yazmak yazmak istiyorum, dilim kuruyana dek cansu cansu demek istiyorum...

hoşgeldin, belki çok kalmayacaksın buralarda ama gideceğin güne dek, hoş kal, hep burda kal...